BİLİMİN ÇÖKÜŞÜ: DOGMALAR KARŞISINDA DEHALARIN TRAJEDİSİ
Bilim, insanlığın en büyük keşif aracıdır. Ancak tarih boyunca bilim insanları, sık sık politik güçler, dini dogmalar ve toplumsal baskılarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Isaac Newton, Albert Einstein ve Stephen Hawking gibi bilim insanları, Batı’nın temsilcileri değil, evrensel bilimin savunucularıydı. Aynı şekilde Biruni, Ali Kuşçu, İbn Sina, Ömer Hayyam ve Uluğ Bey de bilimi din veya ideolojiler için değil, hakikati aramak için yapıyordu.
Fakat bilim insanları, yaşadıkları toplumlarda her zaman değer görmedi. Dogmatik tarikatlar, mistik hurafeler ve siyasi güçler, çoğu zaman bilimi engelleyen başlıca unsurlar oldu. Bu makalede, bilim insanlarının tarih boyunca nasıl dışlandığını, bilim karşıtı güçlerin nasıl yükseldiğini ve bugün bile bilimin neden tam anlamıyla özgürleşemediğini ele alacağız.
Bilim ve Dogmanın Çatışması: Tarihsel Bir Gerçeklik
1. Uluğ Bey: Yıldızlara Bakan Dehanın Trajedisi
15. yüzyılda Semerkand, dünyanın en büyük bilim merkezlerinden biri haline geldi. Timur’un torunu Uluğ Bey, enlem-boylam hesaplamalarından gezegen hareketlerine kadar birçok alanda çığır açtı. Fakat o sadece bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir hükümdardı. Ne var ki, onun bilimi ön plana koyması, dönemin dini ve siyasi çevreleri tarafından zayıflık olarak görüldü.
Kendi oğlu Abdüllatif, babasına isyan etti ve onu tahttan indirdi. Uluğ Bey, hac yolculuğuna çıkarken suikaste uğradı. Ardından rasathanesi tahrip edildi, çalışmaları yüzyıllarca unutuldu. Bilime adanmış bir hayat, siyasi entrikaların ve dini taassubun kurbanı oldu.
2. Biruni ve Ali Kuşçu: Bilimin Unutulan Kahramanları
Biruni ve Ali Kuşçu, astronomi, matematik ve fizik alanında devrim yaratan isimlerdi. Biruni, Newton’dan 700 yıl önce yerçekimini tarif etmişti. Ali Kuşçu ise gökbilim tabloları ve trigonometri hesaplamalarıyla modern bilimin temel taşlarını attı.
Ancak bu isimler, dönemlerinde kralların ve sultanların saraylarında görev alsalar da hiçbir zaman hak ettikleri değeri tam anlamıyla göremediler. Batı Rönesans’ı, bu bilim insanlarının çalışmalarını alıp kendi felsefi ve bilimsel mirasına eklerken, Doğu dünyasında bu dehaların çoğu unutuldu ya da bastırıldı.
Batı’da Bilim: Gerçek Özgürlük mü, Yoksa Farklı Bir Dogma mı?
1. Newton, Einstein, Hawking: Batılı mı, Evrensel mi?
Bugün Newton, Einstein, Hawking gibi isimler “Batı’nın bilim insanları” olarak sunulsa da, bu yanlıştır. Bu isimler, sadece Batı’nın değil, insanlığın ortak mirasıdır.
• Newton fizik yasalarını açıklarken, kendi zamanında kilisenin baskısı altında yaşadı.
• Einstein, antisemitizm yüzünden Almanya’yı terk etmek zorunda kaldı.
• Stephen Hawking ise, bilim dünyasında bile dışlanan radikal fikirleriyle mücadele etti.
Bilim, herhangi bir medeniyete ya da dine ait değildir. Ancak Batı, bilim insanlarını yüceltirken, Doğu dünyası kendi bilim insanlarını ya unuttu ya da baskıladı.
Bilim İnsanlarına Değer Verilmeyen Toplumlar ve Sonuçları
Bugün bile bilime ve bilim insanlarına gereken değer verilmiyor. Örneğin:
• Aziz Sancar, DNA onarımı konusunda yaptığı çığır açan çalışmalarla Nobel aldı. Ancak toplumda bilim yerine popüler kültür figürleri daha fazla ön planda.
• Fizikçi Abdus Salam, Nobel ödüllü bir Müslüman bilim insanıydı, ancak kendi ülkesinde dinden çıkmış ilan edildi.
Geçmişte Uluğ Bey’in, İbn Sina’nın, Biruni’nin yaşadığı baskılar bugün de devam ediyor.
Dogmatik Tarikatların Bilimi Engellemesi
Geçmişte hurafeleri yayan mistik gruplar, bugün tarikatlar, cemaatler ve sahte şeyhler olarak karşımıza çıkıyor.
• Orta Çağ’da mistik uçma hikayeleriyle halkı kandıran sahte sufiler vardı.
• Bugün ise sahte bilimciler, metafizikçikler ve tarikat liderleri, halkın bilime yönelmesini engelliyor.
Memlükler döneminde tarikatlar nasıl bilim insanlarını susturduysa, bugün de modern cemaatler bilim insanlarını susturuyor.
Sonuç: Bilim Özgürleşmeden Toplumlar Gelişemez
Bilim, siyasi ve dini baskılardan kurtulmadıkça, insanlık gelişemez.
• Uluğ Bey öldürüldü ve Semerkand bilimi çöktü.
• Biruni unutuldu ve Doğu dünyası bilimi Batı’ya kaptırdı.
• İbn Sina’nın fikirleri Avrupa’da yüceltildi ama Doğu’da sansürlendi.
Bugün hala bilim yerine tarikatların, hurafelerin ve mistik inançların yüceltildiği bir çağda yaşıyoruz. Eğer bilimi gerçekten özgür bırakmazsak, tarih tekrar edecek ve bilim yine yok edilecektir.
Çağrı
Bilim insanlarına hak ettikleri değeri vermeli, dogmatik yapıların bilimi kontrol etmesini engellemeliyiz. Yoksa binlerce Uluğ Bey, Biruni ve Aziz Sancar daha kaybolacak.
“Bilim, ancak özgürlük içinde gelişir. Hurafeler içinde değil.”
Bu yazı ve içeriği tamamen bize aittir. Tüm hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya değiştirilemez.
Teklif Hakkı:
Eğer bu makaleyi kullanmak, yayınlamak veya alıntı yapmak istiyorsanız, lütfen önceden izin alın. İşbirliği ve yayın haklarıyla ilgili teklifler için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
#BilimVeDogma #UluğBey #Biruni #AliKuşçu #BilimTarihi #Astronomi #Fizik #Tarih #DogmalaraKarşıBilim #GerçekBilim #İbnSina #ÖmerHayyam #EndülüsBilimi #Bilimİnsanları #Newton #Einstein #Hawking #AzizSancar #BilimVeÖzgürlük #Felsefe #Matematik #Kuantum #Evren #BilimselDüşünce