Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir Sayfasına HoşgeldinizEvrendeki En Büyük Şeylerin Karşılaştırması
2023 yılı, James Webb Uzay Teleskobu’nun olağanüstü keşifleriyle tarihe geçti. Şimdiye dek bilinmeyen altı devasa galaksi tespit edildi ve her biri akıl almaz büyüklükte. Bu galaksilerden birinin yaklaşık 100 milyar yıldız içerdiği tahmin ediliyor, yani neredeyse Samanyolu’muz kadar kalabalık. Ancak şaşırtıcı olan şu ki, bu galaksi bizimkinden 20 kat daha hızlı büyüyor ve ileride birkaç düzine Samanyolu boyutuna ulaşabileceği öngörülüyor.
Bu büyüklüğü gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? Evrenin büyüklüğü üzerine düşündüğümde içimi derin bir huzursuzluk kaplıyor. Çünkü kozmik ölçekte gezegenimizin ne kadar küçük olduğunu fark etmek gerçekten sarsıcı. Ayrıca astronomların, birkaç Jüpiter’i içine alabilecek bir gezegenin görüntüsünü elde ettiğini düşünmek ürpertici. Hatta, Güneş’imizden birkaç milyar kat daha büyük bir yıldız bile bulunmuş durumda. Ancak bu, evrenin devasa yapısını anlamakta yalnızca bir başlangıç. Videoda uzaydaki en büyük nesnenin hangisi olduğuna dair inanılmaz gerçekleri keşfedeceğiz.
Gece gökyüzüne baktığınızda tüm evren, sanki iki boyutlu bir perde gibi görünebilir. Oysa hepimiz gökyüzünün gerçekte bundan çok daha karmaşık olduğunu biliyoruz. Astronomların, yıldızlar arası mesafeleri ölçüp evrendeki yıldız ve galaksilerin dağılımını üç boyutlu haritalarla göstermeleri binlerce yıl sürdü. Artık bilim insanları, olağanüstü uzaklıktaki gök cisimlerinin büyüklük ve kütlesini hesaplayabiliyor. Güneş Sistemi içerisindeki nesneler ise onlar için artık çocuk oyuncağı.
Son 50 yıl içinde birçok sonda uzaya gönderildi. Bu sondalar bir gezegenin yanından geçtiklerinde bilim insanları gezegenin hızının nasıl değiştiğini ölçebiliyor ve bu da gezegenin kütlesini belirlemeye yardımcı oluyor. Boyutunu hesaplamak içinse NASA teleskoplarından ve uzay görevlerinden elde edilen gözlemsel veriler kullanılıyor. Örneğin, Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeninin boyutu neredeyse santimetre hassasiyetinde ölçülebiliyor. Bu sayede, Jüpiter’in çapının 142.518 kilometre olduğu, yani Dünya’nın 11 katı büyüklüğünde olduğu tespit edildi. Eğer bu gaz devi bir basketbol büyüklüğünde olsaydı, Dünyamız ancak bir üzüm tanesi kadar olurdu.
Ayrıca Jüpiter, diğer tüm gezegenlerin toplam kütlesinin 2,5 katına sahiptir. Bu büyük kütlesi sayesinde, gaz devi Jüpiter güçlü bir yerçekimi alanına sahip olup, birçok bilim insanına göre Güneş Sistemi’nin oluşumuna bile yardım etmiştir. Eğer anlaşılmaz bir sebeple Jüpiter küçülse, tüm gezegenler uzaya dağılırdı. Bu, el ele tutuşarak dönen çocuklar gibidir; eğer biri bırakırsa, diğerleri düşer ve birbirlerine çarparlar. Ancak Güneş Sistemi’mizdeki gezegenler yalnızca birkaç morluk veya yarayla kurtulamaz; gezegenler birbirine çarparak yollarına çıkan her şeyi yok ederdi.
Özetle, bu gaz devi o kadar büyük ki astronomlar, yüksek yüzey sıcaklıklarına sahip dev ötegezegenlere genellikle “sıcak Jüpiter” adını veriyorlar. Bu gezegenlerden biri, WASP-12b olarak biliniyor. O da bir gaz devi, ancak Jüpiter’den iki kat daha büyük. Hubble Uzay Teleskobu, WASP-12b’nin yüzeyine gelen ışığın sadece %6’sını yansıttığını keşfettikten sonra bilim insanları ona “zift karası ötegezegen” adını verdiler. Bu durum, gezegeni taze asfalt kadar siyah gösteriyor. Ancak bu kasvetli gök cisminin tek tuhaflığı bu değil. Dünyamızın Güneş etrafında tam bir turunu tamamlaması bir yıl sürerken, WASP-12b ana yıldızının etrafında sadece 26 saatte dönüyor.
Bu da gezegenin yıldızına aşırı yakın olmasından kaynaklanıyor. Bu yakınlık nedeniyle gezegenin şekli bile değişmiş; yıldızın medcezir kuvvetleri onu yuvarlak bir küre olmaktan çıkarıp yumurtaya benzer bir forma dönüştürmüş. Ancak yakında WASP-12b en büyük gezegenler arasındaki yerini kaybedecek; çünkü ana yıldızı sonunda onu yutacak. Yine de, tüm bu özelliklerine rağmen “zift karası ötegezegen”, birincilik rekorunu elinde tutmuyor. Bilim insanlarının bugüne kadar keşfettiği en büyük gezegen, Jüpiter’in neredeyse 7 katı büyüklüğündeki HD 100546b’dir.