Carl Sagan.
Soluk Mavi Nokta: İnsanlığın Evren İçindeki Yeri
Artık her şey açıktı. Çünkü Voyager 1’in çektiği bu fotoğraf, Neptün’ün yörüngesinin ötesinden alınmıştı. Dünya, bu bakış açısından yalnızca tek bir piksel olarak görünüyordu. Kıtalar bile seçilemiyor, hiçbir detay fark edilmiyordu.
Yine de bu fotoğrafın önemli olacağını düşündüm. Apollo 17’nin çektiği ve tüm Dünya’yı gösteren ünlü fotoğraf, zamanla çağımızın bir simgesi haline geldi. Çünkü bu tür görüntüler, ulusal sınırların aslında ne kadar önemsiz olduğunu, hepimizin ortak bir gezegeni paylaştığımızı gösteriyordu.
Voyager 1’in çektiği bu yeni görüntü, Dünya’nın bir güneş ışını içinde kaldığı anlardan birinde kaydedilmişti. Biraz beklediğinizde, ışının dışına çıkıyordu. Ama işte oradaydı. O soluk mavi nokta.
O nokta bizim evimizdi. O nokta bizdik.
Üzerinde, sevdiğimiz herkes, tanıdığımız herkes, adını duyduğumuz herkes, bütün insanlık yaşadı. Tüm sevinçlerimiz, acılarımız, binlerce ideoloji, din, ekonomik sistem… Her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her kral ve köylü, aşık genç çiftler, umut dolu çocuklar, anneler ve babalar, mucitler ve kaşifler… Tarih boyunca yaşamış her aziz ve günahkar, bu küçük noktada var oldu.
Dünya, büyük bir kozmik arenada çok küçük bir sahne.
Şimdi düşünün… Kaç general ve imparator, bir noktanın küçük bir köşesine hükmetmek uğruna kan nehirleri akıttı? Kaç başkan, başbakan ve lider, anlık bir zafer için nice hayatları feda etti? Tüm bu mücadeleler, aslında bir toz zerresi üzerinde gerçekleşti.
Bir de noktanın bir bölümündekilerin, zar zor ayırt edilebilen diğer bölümündekilere uyguladığı bitmek bilmeyen zulümleri düşünün. Ne kadar sık birbirimizi yanlış anlıyoruz, ne kadar çabuk düşman oluyoruz, ne kadar büyük bir öfkeyle savaşıyoruz…
Ve işte tüm bunların yaşandığı yer, o küçük, soluk mavi nokta.
