Geçmişin Sırlarını Açığa Çıkarmak: Yapay Zekâ ve Parçacık Hızlandırıcıları 2.000 Yıllık Herculaneum Parşömenlerini Nasıl Çözüyor?
Yüzyıllardır Herculaneum parşömenleri, M.S. 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla küllerin altında kalmış ve okunamaz hale gelmişti. Ancak günümüzde yapay zekâ ve parçacık hızlandırıcılarının gelişmesi sayesinde, bu eski metinler yavaş yavaş sırlarını açığa çıkarıyor. Teknoloji ve arkeolojinin birleşimiyle, 2.000 yıldır kapalı kalan bir parşömende kaybolmuş kelimeler bulundu ve bu keşif, Antik Roma’nın entelektüel dünyasına ışık tutuyor.
Geçmişi Çözmenin Teknolojik Atılımları
Herculaneum parşömenlerini deşifre etmek neredeyse imkânsız bir görev olarak görülüyordu. Yanardağ patlamasının yoğun ısısı nedeniyle kömürleşmiş bu parşömenler, açılmaya çalışıldığında toza dönüşebilecek kadar kırılgan. Bu yüzden, uzun yıllar boyunca içerdikleri bilgilerin asla öğrenilemeyeceği düşünülüyordu. Ancak bilim insanları, arkeologlar ve mühendisler bir araya gelerek gelişmiş görüntüleme teknikleri ve yapay zekâ araçlarıyla bu kadim yazıtları okumayı mümkün kılan bir projeye imza attılar.
İlk adımda, parçacık hızlandırıcılardan elde edilen senkrotron radyasyonu kullanılıyor. Bu güçlü X-ışınları, parşömenlere zarar vermeden iç yapılarının yüksek çözünürlüklü 3D taramalarını oluşturuyor. Hastanelerde kullanılan X-ışınlarından 100 milyar kat daha güçlü olan bu teknoloji, parşömenlerin iç katmanlarında saklı mürekkep izlerini ortaya çıkarıyor.
Bir sonraki aşamada ise yapay zekâ devreye giriyor. Vesuvius Challenge (Vezüv Meydan Okuması) adlı bir proje kapsamında geliştirilen yapay zekâ, X-ışını taramalarını analiz ederek belirsiz mürekkep izlerini tespit ediyor. Yapay zekâ, adeta bir sanal kopyacı gibi hareket ederek metni yeniden oluşturmaya çalışıyor. Ancak, metinlerin yorumlanması ve birleştirilmesi için insan uzmanların katkısı hâlâ çok önemli.
Vesuvius Challenge: İş Birliği ve Yenilik
2023 yılında başlatılan Vesuvius Challenge, dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarını ve mühendisleri bir araya getirerek Herculaneum parşömenlerini çözme hedefini taşıyor. Bilgisayar bilimi, arkeoloji ve kütüphanecilik gibi farklı disiplinlerden araştırmacılar, bu eski metinleri deşifre etmek için makine öğrenimi algoritmalarını kullanıyor.
Bu projenin nihai amacı, yapay zekânın parşömenlerdeki mürekkebi daha iyi tespit edip çözümleyebilmesini sağlamak. Şu ana kadar yapay zekâ, “aptal”, “korku”, “tiksinti” ve “yaşam” gibi bazı Yunanca kelimeleri deşifre edebildi. Ancak araştırmacılar, keşfedilmeyi bekleyen çok daha fazla kelime olduğuna inanıyor.
Proje liderlerinden Brent Seales, “Bu parşömende, şimdiye kadar taranan Herculaneum parşömenleri arasında en fazla okunabilir metin var” diyerek, yeni görüntüleme ve yapay zekâ tekniklerinin büyük bir dönüm noktası olduğunu vurguluyor.
Şifreyi Çözme Süreci: X-Işınlarından Antik Kelimelere
Şu ana kadar yapılan senkrotron taramaları, PHerc. 172 adlı parşömende bazı önemli kelimeleri ortaya çıkardı:
• ἀδιάληπτος (aptal)
• φοβ (korku)
• διατροπή (tiksinti)
• βίου (yaşam)
Bu kelimeler, parşömenin filozof Philodemus’a ait olabileceğini düşündürüyor. M.Ö. 110-30 yılları arasında yaşamış olan Philodemus, Epikürcü felsefenin önemli temsilcilerinden biriydi ve yazıları antik dünyada büyük ilgi görmüştü.
Philodemus’un etik ve mutluluk üzerine yazdığı eserler, Antik Roma düşüncesini şekillendiren fikirler arasında yer alıyordu. Eğer bu yeni keşfedilen parşömen gerçekten ona aitse, Roma dönemindeki felsefi tartışmalara dair önemli bilgiler sağlayabilir.
Yapay Zekâ ile Antik Metinler Arasındaki Köprü
Yapay zekâ, senkrotron taramalarını analiz ederek 2.000 yıldır kayıp olan kelimeleri yeniden gün yüzüne çıkarıyor. İnsan gözünün algılayamayacağı kadar silik mürekkep izlerini tespit eden bu teknoloji, eski dünyayla kurduğumuz bağlantıyı güçlendiriyor. Bu sayede, geçmişin bilgi hazineleri hiç açılmadan bile okunabilir hale geliyor.
Antik Yunanca Metinlerden Alınan Dersler
Parşömende geçen “aptallık”, “korku”, “tiksinti” ve “yaşam” gibi kelimeler, insan duyguları ve varoluşsal sorgulamalar üzerine yazılmış derin felsefi tartışmalara işaret ediyor. Philodemus’un ahlak ve mutluluk hakkındaki görüşleri, günümüz insanına da önemli dersler sunabilir.
Bu keşif, yapay zekâ ve bilimsel teknolojilerin arkeolojide devrim yaratabileceğini gösteriyor. Eğer Herculaneum parşömenleri tamamen deşifre edilirse, Antik Roma’nın entelektüel mirasına dair eşsiz bilgilere ulaşabiliriz.
Peki, bilim insanlarının bu tür keşifleri finanse etmesi mi daha anlamlı, yoksa savaşlar için milyarlarca dolar harcamak mı?