4/26/2025

Yüksek Bilinç Eksikliği: Küresel İnanç Çöküşü ve Toplumların Yozlaşması

Yüksek Bilinç Eksikliği: Küresel İnanç Çöküşü ve Toplumların Yozlaşması



İnsanlık tarihi boyunca inançlar, ahlak ve adalet kavramları toplumları yönlendiren temel değerler olarak görülmüştür.

Ancak gerçeklik, bunun tam tersine işaret ediyor: Dünya genelinde din, ideoloji ya da milli değerler adına konuşuluyor fakat bunlar çoğu zaman sadece bir araç olarak kullanılıyor.

Çünkü yüksek bilinç bireylerde ve toplumlarda kökleşmediği sürece, inanç da yozlaşıyor, adalet de bozuluyor, etik değerler de içi boş kavramlara dönüşüyor.


Bugün dünyanın dört bir yanında bunun açık örneklerini görüyoruz:


Türkiye: Suçun Normalleştiği Bir Toplum


Türkiye’de her yıl yüz binlerce suç işleniyor; gasp, yolsuzluk, dolandırıcılık, kadına şiddet, rüşvet ve mafyatik örgütlenmeler, haberlerin rutin bir parçası haline geldi.

İnanç dili sürekli kullanılsa da, dürüstlük, adalet ve kul hakkı kavramları toplumsal pratikte büyük oranda kaybolmuş durumda.

Suç işleyenler, güçlü bağlantıları veya ideolojik yakınlıkları varsa kahramanlaştırılabiliyor.

Oysa gerçek inanç, her şartta hakka, hukuka, insanlığa sadık kalmayı gerektirir.


İtalya: Mafya ve Çift Yüzlü Ahlak


İtalya’da din, kültürel kimliğin merkezinde bulunuyor.

Katolik inanç ve kilise, toplum hayatının önemli bir parçası.

Ancak mafya örgütleri (Cosa Nostra, ’Ndrangheta vb.), dini ritüelleri, toplumsal meşruiyet sağlamak için sık sık kullanıyor.

Mafya üyeleri kilisede evleniyor, vaftiz törenleri düzenliyor, İsa adına yemin ediyor; ama arka planda cinayet, uyuşturucu kaçakçılığı ve yolsuzluk hüküm sürüyor.

Bu, yüksek bilinçten yoksun inanç pratiğinin tipik bir örneğidir.


Meksika: Kartellerin Din Söylemi


Meksika’da Santa Muerte (Kutsal Ölüm) gibi kültler, kartel şiddetiyle iç içe geçmiş durumda.

Uyuşturucu kartelleri, kendi şiddet eylemlerini dini sembollerle süslüyor, “ilahi adalet” kavramını manipüle ediyor.

Milyonlarca insan her gün Tanrı adına dua ederken, aynı ülkede cinayet oranları rekor seviyelere ulaşıyor.

Bu, inanç ile etik arasındaki kopukluğun yıkıcı etkisini açıkça gösteriyor.


Brezilya: Dinin Siyasetle Kirlenmesi


Brezilya’da Evanjelik hareketin yükselişiyle birlikte, dini kavramlar siyasi araçlara dönüştü.

Dini değerleri savunduğunu iddia eden birçok lider, yolsuzluk, rantçılık ve şiddetle anılıyor.

Favela’larda (varoşlarda) gençler bir yandan kiliselerde vaaz dinliyor, bir yandan çete savaşlarına katılıyor.

Yüksek bilinç eksikliği burada da hem bireysel hem toplumsal yozlaşmayı hızlandırıyor.


ABD: İnanç Maskesi Altında Irkçılık ve Şiddet


ABD, “In God We Trust” (Tanrı’ya Güveniriz) sloganını resmi para biriminde bile taşır.

Ancak tarihte ve günümüzde sistematik ırkçılık, gelir adaletsizliği, kitlesel şiddet olayları ve nefret suçları ülkede varlığını sürdürmektedir.

Bir yandan Tanrı’dan bahseden politikacılar, diğer yandan savaşları, silah lobilerini ve eşitsiz adalet sistemlerini desteklemekte tereddüt etmemektedir.



Asıl Sorun: Yüksek Bilinç Eksikliği


Dünya üzerinde dinî, millî ya da ideolojik değerler, toplumları etik temellere taşıyamıyorsa bunun sebebi, yüksek bilincin kurumsallaşamamış olmasıdır.

Gerçek inanç; dilde, sloganda değil; davranışta, adalette, insanlıkta tecelli eder.

Gerçek bilinç; güçlü olana değil, haklı olana boyun eğer.

Gerçek ahlak; kendi çıkarına değil, evrensel doğruya sadıktır.


Bugün pek çok toplumda, “bizden olan” zalime göz yumulmakta, “bizim adamımız” her suçu işleyebilir düşüncesi hâkim hale gelmiştir.

İnanç, ahlak ve adalet sadece ötekilere karşı kullanılan araçlara dönüştürülmüştür.

Bu durum hem bireysel hem de toplumsal çöküşü kaçınılmaz hale getirmektedir.



Çözüm: Hakiki Bilinç Devrimi


İnsanlık, gerçek bir dönüşüm için, inancı sözde değil, özde yaşamaya başlamalıdır.

Dürüstlük, adalet, merhamet ve sorumluluk duygusu, sadece bireysel ibadetler sırasında değil, hayatın her anında yaşanmalıdır.

İbadet sadece secdede değil; kul hakkını korumakta, yalanı reddetmekte, güçlünün değil haklının yanında durmakta ortaya çıkar.


Gerçek inanç; her saniye insan kalabilme mücadelesidir.

Gerçek yüksek bilinç; yalnızca bireyi değil, toplumları ve uygarlıkları da yüceltir.


Ancak bu bilinç seviyesi yakalandığında, insanlık Kardaşev Ölçeği’nde ilerleyebilir ve yıldızlara doğru yürüyebilir.



Son Söz:


“İnanç, dille değil; adaletle, dürüstlükle ve hakikate sadakatle yaşanır.”


@sıkı hayranlar