Kılıçdaroğlu, Wall Street Journal için yazdı Kasım 26, 2013 | Facebook Paylaş Kılıçdaroğlu: Türkiye hızla otoriter ve mütecaviz bir rejime doğru sürükleniyor Haftasonu Washington’a gelmeye hazırlanan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Amerikan Wall Street Journal Gazetesi’ne Erdoğan Hükümeti’ni eleştiren çok sert bir makale yazdı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve AKP nedeniyle Türkiye’de demokrasinin tehlike olduğunu belirterek, “Ülkemiz hızla, işleyen bir demokratik rejimden iktidardaki tek bir kişinin keyfi etrafında inşa edilmiş, alenen otoriter ve mütecaviz bir rejime doğru sürükleniyor” dedi. PAZAR günü aralarında Şafak Pavey, Sezgin Tanrıkulu, Kamer Genç, Aykan Erdemir, Umut Oran, Faruk Loğoğlu, Faik Öztrak gibi partinin önde gelen isimlerinden oluşan 12 kişilik kalabalık bir heyetle 3.5 yıllık genel başkanlık döneminde ilk kez ABD’nin başkenti Washington DC’ye gelecek olan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Amerikan Wall Street Journal Gazetesi’ne Türkiye’deki demokrasinin durumunu anlatan sert bir makale yazdı. Başbakan Erdoğan ve AKP Hükümeti nedeniyle Türkiye’de demokrasinin tehlikede olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşıp hızla otoriter ve mütecaviz bir rejime doğru sürüklendiğini söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın demokraside yeri olmadığını savundu. Hürriyet’in haberine göre, Journal’ın Pazartesi akşamı yayına koyduğu, “Türkiye’nin demokrasisi neden tehlikede?” başlıklı makalesinde Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: • Yoldaki bütün tümseklere rağmen, 1946’daki başlangıcından beri Türkiye’deki demokrasi yarım yüzyıldır ayakta kalmayı beceriyor. Ancak sistem bugün iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi ve onun liderinden dolayı şimdiye kadar karşılaştığı en ciddi zorlukla yüz yüze. • Ülkemiz hızla, işleyen bir demokratik rejimden iktidardaki tek bir kişinin keyfi etrafında inşa edilmiş, alenen otoriter ve mütecaviz bir rejime doğru sürükleniyor. • 2002’den beri Türkiye’yi yöneten AKP liderliği, politik amaçlar için Sünni ideolojiyi kullanarak sistemli bir biçimde demokrasimizin altını oyuyor. • Türk Anayası’nda belirtilen kuvvetler ayrılığı ilkesi, göz göre göre bir kenara itildi. • Yargı artık bağımsız değil ve yasama da rutin bir biçimde Başbakan’ın emirlerini yerine getiriyor. • Barışçıl gösteriler sürekli olarak polis şiddetiyle karşılaşıyor. Yaygın boyuttaki telefon dinlemeleri de hayatın bir parçası. • Bu arada ülke mezhepsel, etnik ve cinsiyet ekseninde giderek kutuplaşıyor. • Hükümet, ailelerin kaç çocukları olması gerektiğini, çocukları nasıl büyütüp eğitmek gerektiğini, toplum içinde nasıl davranılacağını ve ne giyip ne yiyip ne içileceğini topluma dikte etmeye çabalıyor. • Yaşam şekline bu ağır müdahaleye reaksiyon, sonunda ülke genelinde yaz boyunca ortaya çıkan gösteriler oldu. Hükümet ise birçok ölüm ve binlerce yaralanmaya sonuçlanacak şekilde biber gazı ve diğer kimyasal maddeler kullanarak göstericilere karşı şiddetli bir müdahalede bulundu. • Bunların hepsi basit bir gerçek anlamına geliyor: Türkiye’nin mevcut hükümeti sadece görüntüde demokrat. Demokrasinin aksesuvarları var ama aslında sistem diktatörlük yöntemleriyle işliyor. • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen sene yaptığı gibi kuvvetler ayrılığını bir sistem hatası olarak tanımlayan ve parlamenter çoğunluğu istediği gibi yönetme yetkisi olarak gören bir liderin demokraside yeri yoktur. • Tarih bize, demokrasinin araçlarıyla kontrol edilip dengelenmedikleri zaman demokratik yollarla seçilen liderlerin bile diktatörlere dönüşebildiklerini söylüyor. • Partim CHP, Türkiye’de gerçek demokrasi ve temel özgürlüklerin tamiri için çalışmaya kararlıdır. Bu da, siyasal sistemi aşağıdan yukarıya değiştirip, siyasi katılımcılığı artırıp, kadın ve gençleri güçlendirme yoluyla Türkiye’deki temsili demokrasiyi yenilemeyi gerektirir. • CHP’nin amacı, ABD’ye yapacağım ziyarette Amerikalı dostlarımla da detaylarını paylaşacağım bir vizyon olarak, herkes için eşit haklar ve ulusal dayanışmaya dayalı bir birlik duygusunu yeniden inşa etmektir.

http://sozcu.com.tr/2013/gundem/kilicdaroglu-wall-street-journal-icin-yazdi-413543/

Beliebte Posts

YALAN MAKİNASI TAYYİP’İN DEDELERİ NASIL ÖLDÜ? Geçenlerde bir dostumla buluşmak için bir köy kahvesine gittim. Tam kapıdan içeri adım attım ki, televizyonda yine Tayyip... Döktürüyor şerefsiz... En az 20 kişi pür dikkat izliyor. Suratından ve sesinden öyle tiksinmişim ki, geri dönüp kendimi dışarı attığım anda bir cümlesi kulaklarımda yankılandı: "Benim dedem de Sarıkamış'ta donarak şehit olan 60 bin mehmetçiğin arasındaydı." Kulaklarıma inanamadım: "Siktir şerefsiz" diye bağırmışım, kahvedeki köylüler birden ayağa kalkarak bana bakmaya başladı. Karşılarında yabancı bir vatandaş gören köylüler: "Doğrusunu söyle de biz de öğrenelim" dediler. Aralarına oturdum, hem anlattık, hem çaylarını içtim. Anlattıklarımın özeti şuydu: Ana tarafından dedeleri Gürcüydü ve hepsi eceliyle ölmüştü. Baba tarafından dedeleri Rum'du, ikisi hariç hepsi eceliyle ölmüştü. Asılarak ölen dedesi Memiş, Gürcü Çetelerle ve Ermeni çetelerle bir olmuş, onlarca Osmanlı askeri öldürmüş, onlarca Türk kadına tecavüz etmişti. Bakatoğlu isyankar Memiş adıyla ün yapan bu dede, Osmanlı askerlerince asılarak idam edildi. Memiş’in oğlu Bakatoğlu (isyancıoğlu) Teyyup da öldürüldü. Fakat bu dedenin neden öldürüldüğü aydınlatılamadı. Kıskançlık krizine giren bir Rum koca tarafından öldürüldüğü söylense de, Tayyip yandaşı bazı tarihçiler “vakıf arazisi” hikayeleri uydurarak, Tayyip’in dedesini “hak yemeyen namuslu bir vatandaş” olarak anlattılar. Dahası, Tayyip’in yalakası tarihçiler, dede Teyyup’u beş vakit namaz kılan bir hafız olarak tanıttıkları gibi, camide namaz kılarken öldürüldü yalanını uydurdular.... Oysa dede Teyyup Hıristiyan’dı… İşte uçkurubozuk bu dedenin adını mini minnacık toruna koydular, Recep’in ikinci adı Teyyup oldu… Fakat Nüfus Müdürlüğü’ndeki memur adını yanlışlıkla Teyyup yerine Tayyip yazınca… Recep Teyyup oldu Recep Tayyip… Büyüdü futbolcu oldu, Başbakan oldu ve başımıza bela oldu… Sözün kısası: Sarıkamış dağlarında ölen Mehmetçiklerimizin arasında Tayyip’in dedelerinden hiç biri yoktu. Ölen Mehmetçiklerimizin sayısı 60 bin değil, 23 bindi… (Allah rahmet eylesin). Yalancının mumu tam 11 sene yandı… Namussuz şerefsiz hırsız yoldaşları yalakaları sayesinde… Diyorum ya her zaman Allahsızlar ve Kitapsızlar Partisinin şerefsiz neferleri… Allah belanızı versin… Kenan Akkuş (esrehber) http://kenanakkus.blogspot.fr/2013/12/yalan-makinasi-tayyipin-dedeleri-nasil.html