ODTÜ'lülere cezaevinde dayak kameralarda! Sincan 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde iki ODTÜ öğrencisi ile ziyaretçilerine yönelik yaşanılan dayak görüntüleri dava dosyasına girdi. Görüntülerde tutuklular ve ziyaretçileri dövüldükten sonra, bir süre yerlerde sürükleniyor. facebook'ta paylas Arşive ekle Mail Gönder Yazdır Yorum Yaz ODTÜ'lülere cezaevinde dayak kameralarda! Haber: MESUT HASAN BENLİ / Arşivi ANKARA – Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan ODTÜ öğrencileri İlhan Kaya ve Barış Önal ile ziyaretçilerine yönelik yaşanılan dayak olayının görüntüleri dava dosyasına girdi. Görüntülerde hem tutuklular hem de ziyaretçileri bir grup İnfaz Koruma Memuru tarafından dövüldükten sonra, bir süre yerlerde sürükleniyor. Olaya el koyan savcılık, dayak olayına maruz kalan ziyaretçiler hakkında dava açarken, İnfaz Koruma Memurları hakkında ise dava açmaya gerek görmüyor. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde okuyan İlhan Kaya ve Barış Önal geçen yıl “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanarak Sincan 1 Nolu F tipi Cezaevine konuldu. 10 Ocak 2013 günü 6 arkadaşı kendileri ile açık görüş yapmak istedi. Bu kapsamda Barış Önal için Mayis Kurt, Murat Egemen Akkuş, diğer tutuklu İlhan Kaya için de Zeynep Arslan, Ezgi Antmen ve Özkan Kayöz’ü ismini yazdırdı. Aynı koğuşta kalan Kaya ve Önal görüş yerlerine geldiklerinde ziyaretçileriyle aynı masada oturdular. 'AYRI OTURUN' ISRARI Ancak Ceza İnfaz Koruma Memurları, “her tutuklu kendi ziyaretçilerinin bulunduğu masaya otursun” diyerek, grubu ayırmak istedi. Ancak tutuklular ve ziyaretçiler zaten birbirlerini tanıdıklarını, ortak arkadaş olduklarını beyan ederek birlikte oturmak istediklerini söyledi. İnfaz Koruma memurlarının ziyaretçilerin ve tutukluların talebini reddederek, görüşü sonlandırmak istedi. Bu esnada taraflar arasında tartışma çıktı. ‘AÇIK GÖRÜŞ' DAYAĞI Yaşanılan tartışma nedeniyle İnfaz Koruma Memurları zor kullanarak, tutukluları görüş yerinden uzaklaştırmaya çalıştı. Bu esnada İlhan Kaya ve Barış Önal görüş yerinden ayrılmamak için direnirken, ziyaretçiler de olaya karışarak arkadaşlarının darp edilmesine müdahale etti. Olay esnasında hem ziyaretçiler hem de tutuklular feci bir şekilde dayak yedi. Olay sırasında ziyaretçilerden Mayıs Kurt’un parmağı kırıldı. BİR DE DAVA AÇILDI Olayın savcılığa intikal etmesi üzerine ziyaretçiler Özkan Kayoz, Ezgi Antmen, Murat Egemen Akkuş, Mayıs Kurt, Zeynep Arslan ve Aydın Doğan hakkında, “Görevli Memura Hakaret”, “Görevli Memuru Yaralama”, “Görevli Memurlara Direnme” suçundan Sincan 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. DAYAK KAMERADA Mahkemenin talebi üzerine olay günü çekilen güvenlik kamera kayıtları dava dosyasına gönderildi. Dosyaya gönderilen görüntülerde görevli memurların, tutuklu İlhan Kaya ve Barış Önal’ı darp etmek için güvenlik kamera açısında çıkardığı anlaşıldı. Görüntülerde açık görüş alanında bulunan bir kolonun ardından darp edilen tutukluların daha sonra sürüklenerek, açık görüş salonunda çıkarıldığı görülüyor. Dayak olayına cezaevindeki görevli berberin de bile karıştığı tespit edildi. MEMURLARA TAKİPSİZLİK Savcılık, ziyaretçiler ve tutukluları darp eden Ceza İnfaz Koruma memurları hakkında, “Görevi kötüye kullanma”, “Hakaret ve yaralama” suçlarından takipsizlik kararı verdi. Ziyaretçilerin avukatlarından Avukat Eylem Hakverdi, hem görüşçülere hem de tutuklulara kameraların önünde bile dayak atılabildiğine dikkat çekerek, “Ziyaretçilere yönelik dayak olayı kamera kaydının bulunmadığı kör noktalarda da devam etmiştir. Kameralarının bulunduğu bir alanda dayak olayının yaşanması infaz koruma memurlarının ne kadar pervasızca hareket edebildiklerini ortaya koymaktadır” dedi. INK: http://www.radikal.com.tr/turkiye/odtululere_cezaevinde_dayak_kameralarda-1160582


Beliebte Posts

YALAN MAKİNASI TAYYİP’İN DEDELERİ NASIL ÖLDÜ? Geçenlerde bir dostumla buluşmak için bir köy kahvesine gittim. Tam kapıdan içeri adım attım ki, televizyonda yine Tayyip... Döktürüyor şerefsiz... En az 20 kişi pür dikkat izliyor. Suratından ve sesinden öyle tiksinmişim ki, geri dönüp kendimi dışarı attığım anda bir cümlesi kulaklarımda yankılandı: "Benim dedem de Sarıkamış'ta donarak şehit olan 60 bin mehmetçiğin arasındaydı." Kulaklarıma inanamadım: "Siktir şerefsiz" diye bağırmışım, kahvedeki köylüler birden ayağa kalkarak bana bakmaya başladı. Karşılarında yabancı bir vatandaş gören köylüler: "Doğrusunu söyle de biz de öğrenelim" dediler. Aralarına oturdum, hem anlattık, hem çaylarını içtim. Anlattıklarımın özeti şuydu: Ana tarafından dedeleri Gürcüydü ve hepsi eceliyle ölmüştü. Baba tarafından dedeleri Rum'du, ikisi hariç hepsi eceliyle ölmüştü. Asılarak ölen dedesi Memiş, Gürcü Çetelerle ve Ermeni çetelerle bir olmuş, onlarca Osmanlı askeri öldürmüş, onlarca Türk kadına tecavüz etmişti. Bakatoğlu isyankar Memiş adıyla ün yapan bu dede, Osmanlı askerlerince asılarak idam edildi. Memiş’in oğlu Bakatoğlu (isyancıoğlu) Teyyup da öldürüldü. Fakat bu dedenin neden öldürüldüğü aydınlatılamadı. Kıskançlık krizine giren bir Rum koca tarafından öldürüldüğü söylense de, Tayyip yandaşı bazı tarihçiler “vakıf arazisi” hikayeleri uydurarak, Tayyip’in dedesini “hak yemeyen namuslu bir vatandaş” olarak anlattılar. Dahası, Tayyip’in yalakası tarihçiler, dede Teyyup’u beş vakit namaz kılan bir hafız olarak tanıttıkları gibi, camide namaz kılarken öldürüldü yalanını uydurdular.... Oysa dede Teyyup Hıristiyan’dı… İşte uçkurubozuk bu dedenin adını mini minnacık toruna koydular, Recep’in ikinci adı Teyyup oldu… Fakat Nüfus Müdürlüğü’ndeki memur adını yanlışlıkla Teyyup yerine Tayyip yazınca… Recep Teyyup oldu Recep Tayyip… Büyüdü futbolcu oldu, Başbakan oldu ve başımıza bela oldu… Sözün kısası: Sarıkamış dağlarında ölen Mehmetçiklerimizin arasında Tayyip’in dedelerinden hiç biri yoktu. Ölen Mehmetçiklerimizin sayısı 60 bin değil, 23 bindi… (Allah rahmet eylesin). Yalancının mumu tam 11 sene yandı… Namussuz şerefsiz hırsız yoldaşları yalakaları sayesinde… Diyorum ya her zaman Allahsızlar ve Kitapsızlar Partisinin şerefsiz neferleri… Allah belanızı versin… Kenan Akkuş (esrehber) http://kenanakkus.blogspot.fr/2013/12/yalan-makinasi-tayyipin-dedeleri-nasil.html