YÜZYILIN YALANI ABD’nin Irak’ın işgaline gerekçe gösterdiği kitle imha silahlarının tamamen hayal ürünü olduğu kesinleşti. ABD’ye bu istihbaratı veren Iraklı mühendis “Fantezilerimi anlattım inandılar” dedi Yorum: 18 YÜZYILIN YALANI ABD’nin 100 binden fazla sivilin insanın canına mal olan Irak savaşı için gerekçe gösterdiği kitle imha silahları iddiasının, Iraklı bir muhalifin hayal gücünün ürünü olduğu ortaya çıktı. ‘Curveball’ kod adıyla tanınan Iraklı Refid Ahmed Elvan el Cenabi, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın BM’yi Irak savaşının gerekliliğine inandırmak için yaptığı ve kitle imha silahlarının yerlerine dair görsel kanıt gösterdiği konuşmasında, kendisinin Irak’a dair ‘fantezilerini’ tekrarladığını açıkladı. ‘Tek yalanla devirdim’ İngiliz gazetesi Guardian’a konuşan kimya mühendisi Cenabi, Almanya’ya sığınma başvurusunun 13 Mart 2000’de kabul edilmesinden üç hafta sonra Alman gizli servisi BND’den ‘Dr. Paul’ adlı bir silah uzmanının kendisiyle temas kurduğunu anlattı. Cenabi, Paul’ün “Irak’ın bir diktatörü var ve sana ihtiyacımız var” dediğini ve sonraki altı ay boyunca hayal gücünü konuşturduğunu söyledi. Cenabi, ağzından çıkan her sözün yalan olduğunu itiraf etse de, “Bana bir yalan söyleyerek Irak rejimini devirme şansı verilmişti. Ben ve oğullarım Irak’a bir parça da olsa demokrasinin gelmesine neden olmaktan gurur duyuyoruz” diye konuştu. ‘Powell alıntı yaptı’ Yalan söylediğini yıllar sonra ilk kez açıklayan Cenabi, hiçbir Amerikalı yetkiliyle bizzat görüşmemesine rağmen Powell’ın konuşmasının önemli bir kısmının kendi yalanlarına dayanması karşısında şok geçirdiğini de söyledi. Powell BM’deki meşhur konuşmasında, Cenabi’nin fantezisi olan şu kanıtları göstermişti: “Hareketli biyolojik silah fabrikalarına dair ilk elden kanıtlarımız var. Kaynağımız bir tanık; kendisi, bu tesislerden birini denetleyen Iraklı bir kimya mühendisi. Biyolojik madde üretimi denemelerinde oradaydı. Kendisi aynı zamanda, 1998’de bir kaza meydana geldiğinde de bu tesisteydi. 12 teknisyen öldü.” Powell’ın konuşması BM’nin Irak savaşına onay vermemesini sağlamamıştı ama Bush yönetimi bu ‘kanıt’lara dayanarak Saddam Hüseyin rejimini devirmişti. Refid Ahmed Elvan el Cenabi Irak’ta istenmeyen adam oldu İtirafının ardından Cenabi’ye en sert tepki ülkesi Irak’tan geldi. Iraklı politikacılar Cenabi’nin ömür boyu sürgün edilmesi ve hakkında dava açılması çağrısında bulundu. ABD’nin desteği ile Saddam’a karşı kurulan Irak Ulusal Kongresi muhalefet grubu başkanı Ahmet Çelebi de, Irak’a geri dönerek politikaya atılmayı düşünen Cenabi için “O bir yalancı, ülkesine hizmet edemez. Uydurduğu hikaye işgale sebep oldu” dedi. 2003 işgali kararını veren dönemin ABD başkan yardımcısı Dick Cheney ile yakın olduğu bilinen Çelebi, ‘Curveball’ kod adlı itirafçının arkasındaki adam olmakla suçlanıyordu. ABD kuvvetleri 2003 yılında Irak’ı işgal ettikten sonra savaşa gerekçe gösterdiği kitle imha silahlarını bir türlü bulamadı.

http://www.milliyet.com.tr/yuzyilin-yalani/dunya/haberdetay/17.02.2011/1353203/default.htm

Beliebte Posts

YALAN MAKİNASI TAYYİP’İN DEDELERİ NASIL ÖLDÜ? Geçenlerde bir dostumla buluşmak için bir köy kahvesine gittim. Tam kapıdan içeri adım attım ki, televizyonda yine Tayyip... Döktürüyor şerefsiz... En az 20 kişi pür dikkat izliyor. Suratından ve sesinden öyle tiksinmişim ki, geri dönüp kendimi dışarı attığım anda bir cümlesi kulaklarımda yankılandı: "Benim dedem de Sarıkamış'ta donarak şehit olan 60 bin mehmetçiğin arasındaydı." Kulaklarıma inanamadım: "Siktir şerefsiz" diye bağırmışım, kahvedeki köylüler birden ayağa kalkarak bana bakmaya başladı. Karşılarında yabancı bir vatandaş gören köylüler: "Doğrusunu söyle de biz de öğrenelim" dediler. Aralarına oturdum, hem anlattık, hem çaylarını içtim. Anlattıklarımın özeti şuydu: Ana tarafından dedeleri Gürcüydü ve hepsi eceliyle ölmüştü. Baba tarafından dedeleri Rum'du, ikisi hariç hepsi eceliyle ölmüştü. Asılarak ölen dedesi Memiş, Gürcü Çetelerle ve Ermeni çetelerle bir olmuş, onlarca Osmanlı askeri öldürmüş, onlarca Türk kadına tecavüz etmişti. Bakatoğlu isyankar Memiş adıyla ün yapan bu dede, Osmanlı askerlerince asılarak idam edildi. Memiş’in oğlu Bakatoğlu (isyancıoğlu) Teyyup da öldürüldü. Fakat bu dedenin neden öldürüldüğü aydınlatılamadı. Kıskançlık krizine giren bir Rum koca tarafından öldürüldüğü söylense de, Tayyip yandaşı bazı tarihçiler “vakıf arazisi” hikayeleri uydurarak, Tayyip’in dedesini “hak yemeyen namuslu bir vatandaş” olarak anlattılar. Dahası, Tayyip’in yalakası tarihçiler, dede Teyyup’u beş vakit namaz kılan bir hafız olarak tanıttıkları gibi, camide namaz kılarken öldürüldü yalanını uydurdular.... Oysa dede Teyyup Hıristiyan’dı… İşte uçkurubozuk bu dedenin adını mini minnacık toruna koydular, Recep’in ikinci adı Teyyup oldu… Fakat Nüfus Müdürlüğü’ndeki memur adını yanlışlıkla Teyyup yerine Tayyip yazınca… Recep Teyyup oldu Recep Tayyip… Büyüdü futbolcu oldu, Başbakan oldu ve başımıza bela oldu… Sözün kısası: Sarıkamış dağlarında ölen Mehmetçiklerimizin arasında Tayyip’in dedelerinden hiç biri yoktu. Ölen Mehmetçiklerimizin sayısı 60 bin değil, 23 bindi… (Allah rahmet eylesin). Yalancının mumu tam 11 sene yandı… Namussuz şerefsiz hırsız yoldaşları yalakaları sayesinde… Diyorum ya her zaman Allahsızlar ve Kitapsızlar Partisinin şerefsiz neferleri… Allah belanızı versin… Kenan Akkuş (esrehber) http://kenanakkus.blogspot.fr/2013/12/yalan-makinasi-tayyipin-dedeleri-nasil.html