ARKADASLAR! KIM BU YAHUDI? NASIL OLURDA BU MOSSADLI/ MITLI CIFT CASUS LAFINA BAKARAK "TSK" ICERE ATARLAR!! BIR FITNECININ LAFINA BAKARAK "TSK" HEMEN HIC BU KISINI NE OLDUGNU ANLAMDAN BALIKLAMA ATLAYAN AKPKK "TSK" ICERE ATMIS! SIMDI GELMISLER BIR KOMPLO VAR DIYORLAR!! KOMPLOYU KURANLAR TA KENDISI VATAN HAINI TEYYIP´DIR!! Kim bu David Kazado 37 29.12.2013 21:30 Karakter boyutu : AKP Ergenekon Tertibi esnasında bol bol komplo teorilerine başvurmuştu. Hatırlayalım; önceleri ortaya bir Agarta lafı atıldı ama iddia o kadar saçmaydı ki kısa zaman içerisinde unutuldu. Arkasından Tuncay Güney diye bir meczup çıktı. Güney’in ipe sapa gelmez laflarıyla Ergenekon İddianamesi hazırlandı. Aydınlar, gazeteciler, politikacılar, askerler hapse atıldı. Bu esnada AKP komplo teorilerini arka arkaya sıralayarak İttihatçılardan Ergenekon’a bir örgütsel devamlılık kurguluyor; hapse attıklarının Sabetaycı, Yahudi ya da Ermeni olduğunu ileri sürüyordu. Tuncay Güney’in ismi böyle bir dönemde parladı ama bir süre sonra tuhaflıklar başladı. Güney, kaçtığı Kanada’da önce Sabataycı kökenlerini keşfetti. Ardından Yahudi oldu; kesmedi hahamlığa soyundu. Yandaş medya da olan bitenin farkındaydı ama iddianame bu meczubun üzerine kurulduğu için ses çıkartmamayı tercih etti. Osman Yıldırım’dan sonra Ergenekon Davası’nın bu en muteber tanığının foyasının çıkmasını engelleyemediler. Tertipçilerin ellerindeki insan malzemesi buydu. Susmayı yeğlediler. DAĞARCIKTA BAŞKA ŞEY OLMAYINCA Ergenekon Tertibi AKP için önemliydi. Cumhuriyet Devrimi’ni tasfiye etmenin ve yeni bir rejim kurmanın önündeki engeller bu sayede temizlenmişti. Gericilik rahat bir nefes almış ve işlerin bundan sonra istediği gibi gideceğini düşünmeye başlamıştı. Büyük bir kibir ve küstahlıkla zaferin yakın olduğu ilan ediliyordu ama Haziran Ayaklanması bu hayali yerle bir etti. AKP’nin her türlü zorbalığa ve hukuksuzluğa rağmen Türkiye’ye boyun eğdiremediği ortaya çıktı. Haziran Ayaklanması’nın ardından AKP en iyi bildiği işi yaptı. Komplo teorileri tekrar ortaya saçıldı. OTPOR’dan, faiz lobisinden, baronlardan bahsedildi. Kuruluşu ve ilişkileri itibarıyla emperyalist komplonun somutlaşmış hali sayılması gereken AKP uluslararası komplodan şikâyet etti durdu. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar gemi su alıyordu artık. Bu kez eski suç ortakları birbirine girdi ve Yolsuzluk Operasyonu başladı. AKP, dağarcığında başka bir şey olmadığından bu yeni duruma da bildiği tek yöntemle yanıt verdi; Fethullahçı çete Gezi Parkı’ndaki gençlerle ilişkilendirildi. Yolsuzluklar ayan beyan ortadayken 17 Aralık, Haziran Ayaklanması’nın bir devamı gibi gösterilmeye çalışıldı. YENİ BİR YILDIZ DOĞUYOR Dağarcık ve senaryo belli ama ya tanıklar? Yandaş basın Haziran Ayaklanması’nı karalamak için hemen yeni yıldız arayışlarına girdi. Yeni yıldızın Tuncay Güney’den aşağı kalmaması gerekiyordu ve bu seviyenin altına inmenin kolay olmadığı ortadaydı. Sonunda zor olan başarıldı ve David Kazado isminde yeni bir yıldız yaratıldı. Kazado işe Gezi Parkı’ndaki olayların Yahudi baronlar tarafından çıkarıldığını söyleyerek başladı. Daha sonra 17 Aralık’ta yaşananların uluslararası bir komplo olduğunu ileri sürdü. Faiz lobisinden dem vurdu. Uluslararası baronların yerli maşalarından bahsetti. Yandaş basın sürekli “Yahudiliği”ni vurguladığı Kazado’yu bir tür “komplo uzmanı” olarak gösterdi. Bu tuhaf durumun “Yahudi işadamı”nı rahatsız etmediği açık. Zaten ekrana çıkarken suratından eksik etmediği “yaramaz çocuk gülümsemesi” Kazado’nun bu türden işlere aşina olduğunu gösteriyor. Gerçekten de Kazado’nun açtığı davalar ve ortaya attığı iddialarla gündeme gelmeyi sevdiği biliniyor. Buna rağmen pek tanınmamasının nedeni söz konusu işleri başka bir isimle yapması. Kafanız mı karıştı? Biraz açalım. David Kazado bir Yahudi. İshak Alaton, Lüzumsuz Adam adlı nehir söyleşi kitabında Kazado’dan bahsediyor. Buna göre Kazado Alarko Holding adına Necmettin Erbakan bakanken dağıtılan ithalat lisanslarının takibini yapıyor. Herhalde işleri daha rahat takip etmek için olsa gerek, bu dönemde adını soyadını değiştiriyor ve Doğan Kasadolu kimliğiyle ortaya çıkıyor.[1] Erbakan’ın çevresiyle yakınlık kuruyor. Kazado’nun kasayı doldurma süreci böyle başlıyor. ERGENEKON “MAĞDURU” Kazado ya da Kasadolu, tıpkı Tuncay Güney gibi, renkli bir şahıs. AKP’yi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiği anlaşılıyor. Bu yüzden her konuda yardım etmeye hazır bir görüntü veriyor. Desteği Haziran Ayaklanması’yla ve Yolsuzluk Operasyonu’yla sınırlı değil. Örneğin bir türlü gerçekleşmeyen Gazze Seferi’ne katılmak için bile başvurduğu biliniyor. Kazado/Kasadolu AKP’ye Ergenekon meselesinde de yardımcı olmaya çalışıyor. Söylediklerine bakılırsa o bir “Ergenekon mağduru”. Bu yüzden davaya müdahil olmak, hatta tanıklık yapmak istiyor. Üzeyir Garih’in Ergenekon örgütü tarafından öldürüldüğünü iddia ediyor. Yandaş basın Kasadolu’nun bu iddialarını önemsiyor.[2] Hatta Oral Çalışlar hızını alamıyor konuyla ilgili İshak Alaton’un bilgisine başvurulmasını istiyor.[3] Kasadolu’nun Ergenekon ile tek tanışması bu değil. İddialarına göre işkadını Sema Cıngıllıoğlu da kendisini Veli Küçük ve “derin devlet” aracılığıyla tehdit ediyor. Kasadolu soluğu Ergenekon Mahkemesi’nde alıyor ve şikâyetçi oluyor.[4] SONRADAN OLMA VE ANADAN DOĞMA Görüldüğü gibi David Kazado/Doğan Kasadolu ile Tuncay Güney aslında birbirlerine çok benziyor. İhtiyaç duyulduğu anda ortaya çıkıyor, tam da ihtiyaç duyulan şeyleri söylüyorlar. Tek farkları dinsel tercihlerinin sıralaması. Kazado Yahudiyken Müslüman oluyor; sonra piyasaya yeniden “Yahudi işadamı” olarak çıkıyor. Tuncay Güney ise önce Sabetaycı olduğunu keşfediyor, Kanada’da Yahudi oluyor. Yetmiyor bir de hahamlığa merak sarıyor. Her ikisinin de ileride ne yapacağını kestirmek güç ama belli olan bir şey var. AKP’nin ve Ergenekon Tertibi’ni yapanların bu türden bir insan malzemesini pek sevdikleri anlaşılıyor. Bütün stratejilerini Güney ve Kazado gibilerinin üzerine kuruyorlar. Komplo teorileriyle ülke yönetmeye kalkanların kılavuzları bu türden isimler oluyor. Yetmiyor; başları her sıkıştığında bunlardan medet umuyorlar. Çöküşün yakın ve kaçınılmaz olduğunu gösteren bundan kuvvetli alamet olabilir mi? Haluk Hepkon Odatv.com [1] http://haber.stargazete.com/yazar/bazi-olaylar-hep-kendini-hatirlatir/yazi-712477 [2] http://beta.yenisafak.com.tr/gundem-haber/yermeze-ss-modeli-27.1.2009-165453 [3] http://www.radikal.com.tr/yazarlar/oral_calislar/uzeyir_garih_cinayeti_ve_turkiye-912941 [4] http://haber.gazetevatan.com/Haber/468134/1/Gundem FACEBOOK LINK:https://www.facebook.com/photo.php?fbid=591875864213259&set=a.407644465969734.91768.407560962644751&type=1&theater


Beliebte Posts

YALAN MAKİNASI TAYYİP’İN DEDELERİ NASIL ÖLDÜ? Geçenlerde bir dostumla buluşmak için bir köy kahvesine gittim. Tam kapıdan içeri adım attım ki, televizyonda yine Tayyip... Döktürüyor şerefsiz... En az 20 kişi pür dikkat izliyor. Suratından ve sesinden öyle tiksinmişim ki, geri dönüp kendimi dışarı attığım anda bir cümlesi kulaklarımda yankılandı: "Benim dedem de Sarıkamış'ta donarak şehit olan 60 bin mehmetçiğin arasındaydı." Kulaklarıma inanamadım: "Siktir şerefsiz" diye bağırmışım, kahvedeki köylüler birden ayağa kalkarak bana bakmaya başladı. Karşılarında yabancı bir vatandaş gören köylüler: "Doğrusunu söyle de biz de öğrenelim" dediler. Aralarına oturdum, hem anlattık, hem çaylarını içtim. Anlattıklarımın özeti şuydu: Ana tarafından dedeleri Gürcüydü ve hepsi eceliyle ölmüştü. Baba tarafından dedeleri Rum'du, ikisi hariç hepsi eceliyle ölmüştü. Asılarak ölen dedesi Memiş, Gürcü Çetelerle ve Ermeni çetelerle bir olmuş, onlarca Osmanlı askeri öldürmüş, onlarca Türk kadına tecavüz etmişti. Bakatoğlu isyankar Memiş adıyla ün yapan bu dede, Osmanlı askerlerince asılarak idam edildi. Memiş’in oğlu Bakatoğlu (isyancıoğlu) Teyyup da öldürüldü. Fakat bu dedenin neden öldürüldüğü aydınlatılamadı. Kıskançlık krizine giren bir Rum koca tarafından öldürüldüğü söylense de, Tayyip yandaşı bazı tarihçiler “vakıf arazisi” hikayeleri uydurarak, Tayyip’in dedesini “hak yemeyen namuslu bir vatandaş” olarak anlattılar. Dahası, Tayyip’in yalakası tarihçiler, dede Teyyup’u beş vakit namaz kılan bir hafız olarak tanıttıkları gibi, camide namaz kılarken öldürüldü yalanını uydurdular.... Oysa dede Teyyup Hıristiyan’dı… İşte uçkurubozuk bu dedenin adını mini minnacık toruna koydular, Recep’in ikinci adı Teyyup oldu… Fakat Nüfus Müdürlüğü’ndeki memur adını yanlışlıkla Teyyup yerine Tayyip yazınca… Recep Teyyup oldu Recep Tayyip… Büyüdü futbolcu oldu, Başbakan oldu ve başımıza bela oldu… Sözün kısası: Sarıkamış dağlarında ölen Mehmetçiklerimizin arasında Tayyip’in dedelerinden hiç biri yoktu. Ölen Mehmetçiklerimizin sayısı 60 bin değil, 23 bindi… (Allah rahmet eylesin). Yalancının mumu tam 11 sene yandı… Namussuz şerefsiz hırsız yoldaşları yalakaları sayesinde… Diyorum ya her zaman Allahsızlar ve Kitapsızlar Partisinin şerefsiz neferleri… Allah belanızı versin… Kenan Akkuş (esrehber) http://kenanakkus.blogspot.fr/2013/12/yalan-makinasi-tayyipin-dedeleri-nasil.html